Zonguldak Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Hasan Kahveci, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacak olan Vergi Tasarısı ve Vergi Cezaları hakkında açıklama yaptı.
Zonguldak Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası(ZSMMM) Yönetim Kurulu Adına Oda Başkanı Hasan Kahveci tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Zonguldak Mali Müşavirler Odası olarak; Yakın Zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulacak olan Vergi Tasarısı ve Vergi Cezaları hakkında Nihai taslağın oluşturulması sürecine katkı sağlaması amacıyla sunulan ve tarafımızca dikkat çeken bazı önemli konu başlıkları hakkındaki görüşlerimiz aşağıda sunulmuştur.
1- Asgari Kurumlar Vergisi/ Asgari Gelir Vergisi Önerisine İlişkin Değerlendirmelerimiz:
Özellikle uluslararası alanda pek çok ülkede faaliyetleri olan büyük ölçekli yabancı kuruluşlar için OECD düzenlemelerinde de ön plana çıkan Asgari Kurumlar Vergisi uygulaması getirilmesini uygun bulduğumuzu belirtmek isteriz. Zira faaliyette bulunulan ülkeden olan kazançların daha düşük kazanç sağlanan diğer ülkelere kaydırılması suretiyle vergi aşındırmasına yol açılabileceği malum olup uluslararası normlara da uyum sağlamak amacıyla bu nev'i bir düzenleme yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmadığı değerlendirilmektedir.
Ancak, çok uluslu şirketler dışında kalan ve ülkemizde mükellefiyeti bulunan yerel kurum ve şahıslar için de getirilmesi önerilen, Asgari Gelir/Kurumlar Vergisi uygulamasının ise Anayasamızın 73'üncü maddesinde yer verilen "mali gücüne göre vergi ödeme yükümlülüğü" ilkesine aykırı olduğunu ve kazanç vergilerinin gerçek kişi veya kurumların "Safi Kazanç/İratlar üzerinden vergileme" ilkesini de zedeleyeceğini değerlendirmekteyiz. Malumlarınız olduğu üzere, kazanç bulunmazsa dahi asgari gelir veya kurumlar vergisini öngören "Hayat Standardı Esası" ve "Götürü Usulde Vergilendirme" uygulamaları modern vergicilik anlayışı ile de örtüşmediği gerekçeleri ile yıllar önce (1999 yılında) vergi sistemimizden çıkarılmıştır.
Bilindiği üzere, Beyan Esasına dayalı tüm vergi sistemlerinde, beyan edilen kazanç ve iratların doğruluğunun tespiti her zaman vergi idaresinin denetim birimlerince denetlenebilmesi yetki ve olanağı bulunmaktadır. Gerçek kazancı esas almayan, götürü bir anlayışla birey ve