EĞİTİM
Giriş Tarihi : 02-11-2022 14:24

ÖĞRETMENLER İŞ BIRAKTI

Eğitim Sen ve Eğitim İş sendikalarına üye öğretmenler Öğretmenlik Meslek Kanunu’na tepki göstermek amacıyla iş bıraktı. Kdz.Ereğli ‘de gerçekleştirilen basın açıklamasında Öğretmenlik Meslek Kanununun iptal edilmesi istenerek, “Mesleğimizi birkaç kanun maddesi üzerinden sınavla kariyer ve statü ayrıştırmasına dayalı maaş artışına indirgeyen, öğretmenler arası dayanışmayı yok edip çalışma bozacak olan, meslek onurunu itibarını hiçe sayan Öğretmenlik Meslek Kanununu kabul etmiyoruz” denildi.

ÖĞRETMENLER İŞ BIRAKTI

Karadeniz Ereğli’de Atatürk Anıtı önünde düzenlenen eylemde sendika üyeleri, “Zafer Direnen Öğretmenin Olacak”, “Direne direne Kazanacağız”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya Hiç Birimiz” şeklinde sloganlar attı, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na tepki ve özlük haklarında iyileştirme talep eden pankart ve dövizler taşırken, basın açıklaması Eğitim Sen İlçe Temsilcisi Duygu Aydın ve Eğitim İş İlçe Temsilcisi Zehra Bahadır tarafından okundu.

Eğitim Sen İlçe Temsilcisi Duygu Aydın, Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken, yayınlanan yönetmelikle kariyer basamakları sınavının uygulamaya konulduğunu belirterek, “ “Bu kanun, öğretmenlerin ‘aday, sözleşmeli, kadrolu, uzman ve baş öğretmen’ olarak sınıflandırılmasına, farklı branşlarda olsalar da aynı okulda ve aynı sınıfta öğrencilerine emek veren öğretmenleri farklı kariyerlere ayrıştırarak ve bu yapay ayrıştırmaya göre farklı maaş uygulamasını meşrulaştırmaya çalışarak öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açacak ve çalışma barışının bozulmasına neden olacaktır. Ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesi, sözleşmeli öğretmenlerin tüm haklarıyla kadroya geçirilmesi beklenirken, tam tersine bu kanun öğretmenleri uzman, baş öğretmen hiyerarşısına tabi tutmuştur. Oysa tüm öğretmenlerin asıl beklentisi güvenceli iştir, eşit işe eşit ücrettir, mesleki itibardır.

Kariyer basamakları uygulaması ile ‘nitelikli okul, nitelikli olmayan okul’ ayrımında olduğu gibi ‘yeterli olan, yeterli olmayan öğretmen’ algısı yaratacak ve öğretmenlik mesleğinin saygınlığını tartışılır hale getirecektir. Okullarda çocuğunun sınıfına uzman veya başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında gerilimler yaşanmasına sebep olacak, öğretmenin statüsüne göre özel sınıflar oluşturulmasına yol açacaktır. Adaylık sınavının kaldırılmasının olumlu bir gelişme olarak sunulmasına karşın, sınavın işlevinin bir değerlendirme komisyonuna devredilmesi, öğretmenlerin adaylığının kaldırılmasında mülakat-torpil uygulaması üzerinden ayrımcı uygulamaları gündeme getirecektir. Yasa sendikaların örgütlenme özgürlüğünü daraltacaktır.” şeklinde konuştu.

Eğitim İş İlçe Temsilcisi Zehra Bahadır’da yaptığı konuşmada  atılması gereken en acil adımın 19 Kasım’da yapılacak olan kariyer sınavının iptal edilmesi olduğunu belirterek, “ Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır ve ay sonunu getiremeyen, kirasın9ı ödeyemeyen faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.

Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir. Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.- Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.”dedi.

AdminAdmin